Fahrettin Altun: İsrail bir an evvel durdurulmalıdır

İletişim Başkanlığı bünyesinde Türkiye-Çin Medya Forumu düzenlendi.
Medya sektörünün küresel temsilcilerinin yer aldığı foruma İletişim Başkanı Fahrettin Altun da katıldı.
Burada bir konuşma yapan Altun, birçok konuya değindi.
“İSRAİL BİR AN ÖNCE DURDURULMALIDIR”
İsrail’in Orta Doğu’daki saldırganlığına da dikkat çeken Altun, “İsrail bir an evvel durdurulmalıdır. Fakat ne yazık ki, sözüm ona dünya siyasetine yön veren birçok siyasetçinin birçoğu, İsrail’i durdurmak bir yana Netanyahu hükümetini destekleyerek dünya barışını baltalamaktadır.” dedi.
“ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER KADÜK HALE GELMİŞTİR”
Altun, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu tablo mevcut küresel sistemin işlevsizliğini, başarısızlığını ortaya koymaktadır. Barışı tesis etmek gayesiyle kurulan uluslararası kuruluşlar yetersiz kalmış, uluslararası sözleşmeler kadük hale gelmiştir.”
“BİR ÇATIŞMA NETİCELENMEDEN YENİLERİ ORTAYA ÇIKIYOR”
Türkiye-Çin ilişkilerini değerlendiren Altun, şunları kaydetti:
Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde Çin’den ülkemize 450’ye yakın kişiden oluşan 20 ekip, arama kurtarma çalışmalarına katılmıştır. Bugün, burada gösterdiği bu dayanışma ve yardım için Çin Halk Cumhuriyeti’ne bir kez daha teşekkür ediyoruz. Türkiye ile Çin arasındaki ilişkiler, tarih boyunca karşılıklı saygı, çok yönlü iş birliği ve kültürel yakınlık temelinde şekillenmiştir.
Kadim İpek Yolu’nun ruhunu taşıyan bu ilişki, günümüzde medya ve iletişim alanında da yeni ve güçlü bir zemine kavuşmaktadır. İnsanlık tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birine tanıklık ediyoruz. Her an yeni bir krizin fitilinin ateşlendiği bir belirsizlik çağını tecrübe ediyoruz. Ve bu mevcut küresel belirsizlikler, coğrafi konumu ne olursa olsun tüm dünya toplumlarını az ya da çok etkiliyor. Bir çatışma sulh ile neticelenmeden yenileri ortaya çıkıyor.
“HER PLATFORMDA EN YÜKSEK TEPKİYİ GÖSTEREN ÜLKEYİZ”
Türkiye’nin dünyanın birçok bölgesinde barış için çalıştığını söyleyen Altun, şöyle konuştu:
Karadeniz’de kuzey komşularımız Rusya ve Ukrayna arasında 3 yılı aşkın süredir devam eden savaşın, küresel ölçekte doğurduğu sonuçlar ortada. Türkiye olarak biz, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle her iki tarafla da diplomasi kanallarını açık tutuyor, tarafların lehine olacak bir barış ortamının tesisi için çabamızı sürdürüyoruz.
Keza, Asya’nın iki büyük ve köklü ülkesi Hindistan ve Pakistan arasında yakın geçmişte yaşanan gerilimde de Türkiye olarak barıştan yana, istikrarlaştırıcı tavır ve çabamızı ortaya koyduk. İstilacı ve işgalci politikalarla tüm dünyanın huzuru ve güvenliği için bir tehdit haline gelen İsrail’e karşı, Türkiye olarak, her platformda en yüksek tepkiyi gösteren ülkelerin başında geliyoruz.
“HAKİKAT TEMELLİ MEDYA DÜNYA BARIŞI İÇİN GEREKLİ”
Dünya barışı ve huzuru için hakikat ve adaleti merkezine alan bir anlayışın küresel çapta hakim kılınması gerektiğine dikkat çeken Altun, şu ifadelere yer verdi:
“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ‘Daha adil bir dünya’ çağrısını uluslararası her platformda en yüksek sesle dile getirmektedir. Türkiye, istikrarlaştırıcı gücüyle herkes için barış ve refahın mücadelesini vermektedir. Bu vizyonla ülkemiz, son dönemde yaşanan krizlerin neredeyse tamamında sorumluluk alarak, diplomatik görüşmelere ve barış müzakerelerine ev sahipliği yapmıştır. Temel hedefimiz, her alanda hakikat ve hakkaniyetin hükümferma bulmasıdır.
Bunun yoluysa diplomaside olduğu gibi uluslararası iletişim ekosisteminde de daha adil bir temsilin sağlanmasıdır. Hakikat temelli, dezenformasyona karşı dayanıklı, 8 milyar insanın sesini duyurabildiği küresel bir medya yapısı, dünya barışı için olmazsa olmazdır. Dijitalleşme, iletişim teknolojilerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler, bilgi akışının hızlanması, yeni medya platformlarının ortaya çıkışı; tüm bunlar medyanın hem doğasını hem de etkisini derinden değiştirmektedir. Ancak bu dönüşümün getirdiği imkanlarla birlikte çok ciddi meydan okumalarla da karşı karşıyayız.
“MEDYA, TOPLUMLARI BİÇİMLENDİREN BİR GÜÇTÜR”
İçeriğin viral hale gelmesinin doğruluğunun önüne geçtiğini söyleyen Altun, “Özellikle dezenformasyon, algı operasyonları, yapay içerik manipülasyonu ve dijital kutuplaşma gibi tehditler, sadece bir ülkenin ya da bir bölgenin değil, küresel kamunun ortak sorunudur. Bugün bilgiye erişim hızlanmış ancak bilginin güvenilirliği azalmıştır. Bir içeriğin viral hale gelme hızı, onun doğru olup olmadığından daha fazla önem taşır hale gelmiştir.
Bu durum, kamuoyunun sağlıklı biçimde oluşmasını, toplumların ortak akıl geliştirmesini zorlaştırmaktadır. İşte bu noktada medya profesyonellerine ve kamu iletişimi alanında çalışan kurumlara büyük sorumluluklar düşmektedir. Çünkü medya sadece bilgi aktaran değil; aynı zamanda anlam inşa eden, algı oluşturan, toplumları biçimlendiren bir güçtür.” dedi.
“KARŞILIKLI DENEYİM VE BİLGİ PAYLAŞIMINI DAİMA ÖNEMSEDİK”
Altun, İletişim Başkanlığı olarak son yıllarda medya diplomasisi alanında çok kapsamlı adımlar attıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
Dezenformasyonla mücadele stratejileri geliştirdik, kamuoyunu doğru ve zamanında bilgilendirmeyi temel öncelik haline getirdik. Ayrıca dijital kamu diplomasisi, kültürel diplomasi ve stratejik iletişim alanlarında pek çok proje yürüttük. Bu süreçte, dost ve stratejik ortak ülkelerle, özellikle Çin Halk Cumhuriyeti ile karşılıklı deneyim ve bilgi paylaşımını daima önemsedik.
Bu forum da bu anlayışın bir tezahürüdür. Forum süresince medya sistemlerimiz arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları konuşacağız. Geleneksel medya ile dijital medya arasındaki geçişin zorluklarını tartışacağız. Algı yönetimi, kültürel temsil, yapay zeka ve iletişim teknolojilerinin geleceği gibi başlıklarda birlikte düşüneceğiz.
Ve en önemlisi, doğru bilginin, iş birliği ve diyalog yoluyla güçlendirilmesi gerektiğini yeniden teyit edeceğiz. Açık ve net bir biçimde vurgulamak isterim ki Türkiye ve Çin sadece ekonomik değil; aynı zamanda medeniyet eksenli iş birlikleri geliştirebilecek kapasiteye sahip iki ülkedir. Medya bu noktada bir köprü işlevi görebilir. Çünkü medya yalnızca haber değil, anlayış taşıyan bir mecradır. Doğru kullanıldığında ayrıştırmaz, birleştirir; kutuplaştırmaz, yakınlaştırır.